Tom bir iş aramak zorundadır.
- Tom has to look for a job.
O, bir taksi aramak için dışarı çıktı.
- She went out to look for a taxi.
Sen yokken evine göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to look after your house while you're away.
Tom annesine göz kulak olmak zorunda.
- Tom has to look after his mother.
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
- I went to many shops to look for the book.
Tom Mary'ye bakmak zorundaydı.
- Tom had to look after Mary.
Bu kediye bakmak zorundayım.
- I have to look after this cat.
Niçin Tom'u aramıyorsun?
- Why don't you look for Tom?
Ayrılalım ve Tom'u arayalım.
- Let's split up and look for Tom.
Yarın köpeğime bakar mısın lütfen?
- Would you please look after my dog tomorrow?
Lucy'nin annesi ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
- Lucy's mother told her to look after her younger sister.
He asked me to look after his daughter while he was away.
He spent his life looking for the truth.