longsuffering

listen to the pronunciation of longsuffering
İngilizce - Türkçe
tahammüllü
uzun süre acı çeken
sabırlı
azap çeken
patient
hasta

Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır. - Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea.

Bekleme salonunda beş hasta vardı. - Five patients were in the waiting room.

patient
{s} sabırlı

Sabırlı olmak zorundasın. - You have to be patient.

Sabırlı olmayı öğrendi. - He has learned to be patient.

patient
{s} dayanıklı
patient
{s} hoşgörülü
patient
tahammülle
patient
tedavi altında bulunan hasta
patient
mütehammil
patient
{i} ayırt edemeyen kimse (hukuk)
patient
patientlysabırla
patient
(Askeri) HASTA VEYA YARALI: Tıbbi/dişsel bakım veya tedavi gerektiren hasta, sakat veya yaralı şahıs
İngilizce - İngilizce
Alternative form of long-suffering
Long, patient endurance of insult, abuse or mistreatment; longanimity

But the fruit of the Spirit is love, joy, peace, longsuffering, gentleness, goodness, faith, Meekness, temperance: against such there is no law.

{n} clemency, mercy
{a} patient
Long patience of offense
Bearing injuries or provocation for a long time; patient; not easily provoked
longsuffering