Daha uzun kalmak zaman kaybıdır.
- It's a waste of time to stay longer.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
Artık onu sevmiyorum.
- I no longer love him.
Artık onu istemiyorum.
- I no longer want that.
Artık onu istemiyorum.
- I no longer want that.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- They have lived here for a long time.
Köpeğimin uzun bir kuyruğu var.
- My dog has a long tail.
Epeydir bu işin içindeyim.
- I've been in this business a long time.
O kışın bitmesini epeydir özledi.
- He longed for the winter to be over.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
Bu günlerde, aslan payı genellikle en büyük pay anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce onun hepsi anlamına geliyordu.
- These days, the lion's share usually means the biggest share; but not so long ago, it meant all of it.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
- You have wanted to go there for a long time, haven't you?
Ben artık onun küstahlığına daha fazla dayanamam.
- I cannot stand his arrogance any longer.
Onun küstahlığına daha fazla dayanamam.
- I can't stand his arrogance any longer.
Umarım otobüs çok geçmeden gelir.
- I hope the bus will come before long.
Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
- This survey is too long to finish quickly.
Tom uzun bir zaman için Fransızca konuşmayı öğrenmeyi deniyordu.
- Tom has been trying to learn to speak French for a long time.
Tom artık ağrıya tahammül edemediği zaman, hastaneye gitti.
- When Tom couldn't bear the pain any longer, he went to the hospital.
Artık onu sevmiyorum.
- I do not love him any longer.
Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.
- A long time ago, there was a bridge here.
Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.
- I have seen that film long ago.
Tom uzun zamandır bir öğretmen değil.
- Tom hasn't been a teacher long.
Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.
- Tom hasn't written a letter in a long time.
Köprü ne kadar uzunluktadır?
- How long is the bridge?
Golden Gate Bridge ne kadar uzunluktadır?
- How long is the Golden Gate Bridge?
Tom alışkın olduğu şekilde daha fazla yaşamayı göze alamaz.
- Tom can no longer afford to live in the style he is accustomed to.
Tom daha fazla kendini kontrol edemedi.
- Tom could no longer control himself.
This battery lasts longer - Bu pil daha uzun dayanır.
Bunu çoktandır yapmak istiyorum.
- I've been wanting to do that for a long time.
Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı.
- They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- They have lived here for a long time.
Uzun süre önce o filmi izledim.
- I have seen that film long ago.
Senin uzun vadeli planların nedir?
- What are your long term plans?
Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
Tom uzun sessizliği bozdu.
- Tom broke the long silence.
Dünya barışının özlemini çekiyoruz.
- We are longing for world peace.
Onlar birbirlerine özlemle baktılar.
- They stared longingly at each other.
I stay too long: but here my father comes.
The Rabbit sighed. He thought it would be a long time before this magic called Real happened to him. He longed to become Real, to know what it felt like; and yet the idea of growing shabby and losing his eyes and whiskers was rather sad.
Every uptick made the longs cheer.
It's a long way from the Earth to the Moon.
He threw the ball long.
How long is it until the next bus arrives?.
The pyramids of Egypt have been around for a long time.
Byron wasn't aware he was staring as long as he was. His manager saw him and gathered all the girls behind the counter together and had them stare at Byron. Finally she said, Byron, take a picture; it will last longer. Byron was startled out of his daydream and the girls all laughed at him.
... they just give up and their workers are no longer getting insured, and that's been the ...
... okay so if that taking gave a little bit longer to get used to you ...