Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
- The leader should know where to set up the tent.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Set up my CD collection.