load; weight; capacity, volume

listen to the pronunciation of load; weight; capacity, volume
İngilizce - Türkçe

load; weight; capacity, volume teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

burden
{i} yük

Stajyer, görevin yüküne dayanamadı. - The trainee could hardly bear the burden of the task.

Korkarım ki sana bir yük olacağım. - I am afraid I'll be a burden to you.

burden
{i} sorumluluk

Sorumluluk omuzda hafiftir. - The burden is light on the shoulder.

burden
mesuliyet
burden
{i} zorunluluk
burden
{f} yüklemek

Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum - I don't want to burden you with my troubles.

burden
(Ticaret) hamule
burden
(Ticaret) genel giderler
burden
sıkıntı vermek
burden
{f} yükle

Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum - I don't want to burden you with my troubles.

Bu sorunu Tom'a yükleyemem. - I can't burden Tom with that problem.

burden
{i} nakarat
burden
sıkıntı verici
burden
yüklenmek
burden
ispat etme mecburiyeti
burden
(isim) nakarat, ana fikir, yük, sorumluluk, zorunluluk, yük taşıma, tonaj (gemi)
burden
{i} yük, ağırlık
burden
üstüne çullanmak
burden
ağır

Ağır vergi yükü altındaydılar. - They were burdened with heavy taxes.

İngilizce - İngilizce
{i} burden
load; weight; capacity, volume