O, cümlelerin kelimesi kelimesine anlamını açıkladı.
- He explained the literal meaning of the sentences.
Ben İngilizceden Japoncaya kelimesi kelimesine tercüme yapmadım.
- I didn't literally translate from English into Japanese.
Onun söylediğini tam olarak anladım.
- I took what she said literally.
Dedektif olay hakkında binlerce insanı tam olarak sorguladı.
- The detective questioned literally thousands of people about the incident.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
Metni harfi harfine çevirdi.
- She translated the text literally.
Edebi bir çeviri ekleyebilirsin.
- You can add a literal translation.
Onlar bir edebi çeviri ekleyebilirler.
- They can add a literal translation.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
Onun görüşlerini harfiyen almayın.
- Don't take his remarks too literally.
O gerçekten hayatımı mahvedebilir.
- That could literally ruin my life.
O, cümlenin gerçek anlamını açıklıyor.
- He explains the literal meaning of the sentence.
Aslına uygun bir çeviri ekleyebilirsin.
- You can add a literal translation.
The literal translation is “hands full of bananas” but it means empty-handed.