listelenmemiş

listen to the pronunciation of listelenmemiş
Türkçe - İngilizce
unlisted

No, Private Jackson, in this army we don't allow unlisted serial numbers. - Hayır, Private Jackson, bu orduda biz listelenmemiş seri numaralarına izin vermeyiz.

Not included in a list; especially, a phone number not published
Simple past tense and past participle of unlist
" not on a list; "an unlisted telephone number" not having your name entered on a voting list; "an unlisted voter
If a person or their telephone number is unlisted, the number is not listed in the telephone book, and the telephone company will refuse to give it to people who ask for it
An unlisted company or unlisted stock is not listed officially on a stock exchange. Its shares are traded on the Unlisted Securities Market
Not listed; admitted to quotation in the unlisted department, that is, admitted to be dealt in on the floor, but not to the "regular list
{s} not listed (i.e. a telephone number)
not having your name entered on a voting list; "an unlisted voter
not on a list; "an unlisted telephone number"
liste
list

Why doesn't the list of languages include Maltese? - Diller listesinde neden Malta dili yok?

May I see the wine list? - Şarap listesini görebilir miyim?

liste
{i} book

The books which are on that list will be difficult to find in Japan. - O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.

If the list of books is too long, please leave out all foreign books. - Eğer kitapların listesi çok uzunsa lütfen bütün yabancı kitapları dışarıda bırak.

liste
roster

The teacher checks the class roster. - Öğretmen sınıf listesini kontrol eder.

liste
scroll
liste
inventarii
liste
register
liste
appendix
liste
(Politika, Siyaset) document
liste
bill
liste
enumeration
liste
catalogue
liste
(Bilgisayar) checklist

I had a checklist I used. - Kullandığım bir kontrol listem vardı.

The first checklist was published in 1961. - İlk kontrol listesi 1961 yılında yayımlandı.

liste
table
liste
listing
liste
rota

Mary, the rota is there. - Tom, görev listesi orada.

Do you have the rota for next week? - Önümüzdeki hafta için görev listen var mı?

liste
schedule
liste
roll

I'm on the honor roll. - Ben onur listesindeyim.

Tom is an honor roll student. - Tom bir onur listesi öğrencisidir.

liste
calendar
liste
beadroll
liste
syllabus
liste
(seçmen vb.) register
Türkçe - Türkçe

listelenmemiş teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Liste
(Osmanlı Dönemi) DEFTER
Liste
(Osmanlı Dönemi) CEDVEL
liste
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge: "İhtiyar garson yazılmış listeleri masalara bırakıyor."- H. Taner
liste
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge
listelenmemiş