My father teaches English at a high school.
- Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.
I can not hear that song without thinking of my high school days.
- Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
I'm a senior high school student.
- Ben bir lise öğrencisiyim.
English and mathematics are made much of in senior high schools.
- İngilizce ve matematik üst düzey liselerde çok yapılır.
My father teaches English at a high school.
- Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.
Japanese high school students go to school 35 weeks a year.
- Japon lise öğrencileri yılda 35 hafta okula gider.
Mary went to a Hauptschule, but Tom went to Gymnasium.
- Mary ilköğretime gitti fakat Tom liseye gitti.