İçki satmak için ruhsatın var mı?
- Do you have a license to sell liquor?
Onun nefesi içki kokuyordu.
- His breath reeked of liquor.
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
- I bought a bottle of beer at the liquor store.
Likör dükkanının sahibidir.
- He is the owner of the liquor shop.
Likör dükkanını soyan adam bir maske takıyordu.
- The man who held up the liquor store wore a mask.
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
- I bought a bottle of beer at the liquor store.
1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.
- In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband.
When I first came to London and fell in with Sebastian and Evangeline, neither could hold their liquor, nor judge which glass should be their last.