lineament; feature; figure (of one's body)

listen to the pronunciation of lineament; feature; figure (of one's body)
İngilizce - Türkçe

lineament; feature; figure (of one's body) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

line
{i} hat

Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş. - The thief cut the telephone lines before breaking into the house.

Onu aradım, ancak hat meşguldü. - I called her, but the line was busy.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi. - Tom drew a straight line on the paper.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak. - In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Biz kuyrukta ayakta bekletildik. - We were made to stand in line.

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

line
dizgin
İngilizce - İngilizce
line

I mean, the lines of my body are as well drawn as his.

Lineament; feature; figure
line
Lineament; feature; figure (of ones body)
line
lineament; feature; figure (of one's body)