Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

limitation; abridgment

listen to the pronunciation of limitation; abridgment
İngilizce - Türkçe

limitation; abridgment teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

tail
{f} izlemek
tail
{s} arka

Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar. - The tail at the rear of the plane provides stability.

Sağ arka lamban patlamış. - Your right taillight is busted.

tail
{f} peşine takılmak
tail
yakından izlemek
tail
mahdut
tail
(fiil) kuyruk takmak, kuyrul yapmak, peşine takılmak, gütmek, sapını ayıklamak, azalmak, izlemek, kuyruğu ile tutmak
tail
{f} kuyruğu ile tutmak
tail
{f} kuyrul yapmak
tail
meşrut vakıf
tail
tail kuyruğuna takıl
tail
{f} gütmek
tail
bozuk paranın resimsiz tarafı
tail
meşrut
tail
{i}

Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar. - The tail at the rear of the plane provides stability.

Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı. - The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner.

tail
kuyruk,v.peşine takıl: n.kuyruk
tail
{f} azalmak
tail
{i} kıç
tail
yazı

Turalar ben kazanırım, yazılar sen kaybedersin. - Heads I win, tails you lose.

tail
{i} şartlı tasarruf (miras)
tail
şarta bağlı tasarruf
İngilizce - İngilizce
tail