like this

listen to the pronunciation of like this
İngilizce - Türkçe
işte böyle
böyle

Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum. - I am interested in getting a hat like this.

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.

bunun gibi

Tatoeba'ya bunun gibi bir cümle ekleyemem. - I cannot add a sentence like this to Tatoeba.

Hiç bunun gibi bir şey gördün mü? - Have you ever seen anything like this?

bu şekilde

Biz onu bu şekilde bırakamayız. - We can't leave him like this.

İncil bunu bu şekilde yazmıştır. - The Bible has it written like this.

hoş bu
like that
o şekilde

Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti. - It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that.

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

like that
işte böyle
like that
bunun gibi

Bunun gibi bir şey yapmalıyız. - We should make something like that.

Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor. - Stories like that fascinate me.

like that
öyle

Ben asla öyle bir şey söylemezdim. - I'd never say something like that.

Ben asla öyle bir şey duymadım. - I never heard anything like that.

like that
şöyle
like that
böyle

Bütün öğretmenler böyle davranmaz. - Not all teachers behave like that.

Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin? - How dare you speak to me like that?

like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

Keşke senin gibi şarkı söyleyebilsem. - I wish I could sing like you do.

Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim. - I never thought I would find a woman like you.

like me
bencileyin
İngilizce - İngilizce
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like that
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

like that
Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

like that
in the same way as that; similar to that
like this

    Türkçe nasıl söylenir

    layk dhîs

    Telaffuz

    /ˈlīk ᴛʜəs/ /ˈlaɪk ðɪs/

    Videolar

    ... remission, it was like this light bulb ...
    ... So we can take an image like this and just make it perfect. ...