like that

listen to the pronunciation of like that
İngilizce - Türkçe
o şekilde

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

Benimle o şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor? - What gives you the right to talk to me like that?

işte böyle
bunun gibi

Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor. - Stories like that fascinate me.

Bunun gibi bir şey yapmalıyız. - We should make something like that.

öyle

Ben asla öyle bir şey duymadım. - I never heard anything like that.

Ben asla öyle bir şey söylemezdim. - I would never say anything like that.

şöyle
böyle

Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin? - How dare you speak to me like that?

Böyle konuşmak için aptal olmalı. - He must be a fool to talk like that.

like this
işte böyle
like this
böyle

Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar. - He often shuts himself up in the study and writes things like this.

Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır. - Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.

like this
bunun gibi

Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum. - I've always known something like this might happen.

Bütünüyle bunun gibi bir şey hiç görmedim. - I've never seen anything quite like this.

like this
bu şekilde

Bana asla bu şekilde davranmazdın. - You never used to treat me like this.

İncil bunu bu şekilde yazmıştır. - The Bible has it written like this.

in the same way as that; similar to that
ile aynı şekilde, yani benzer
like this
hoş bu
like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

Keşke senin gibi şarkı söyleyebilsem. - I wish I could sing like you do.

Keşke senin gibi bir arkadaşım olsa. - I wish I had a friend like you.

like me
bencileyin
İngilizce - İngilizce
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

in the same way as that; similar to that
like this
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like that

    Türkçe nasıl söylenir

    layk dhıt

    Eş anlamlılar

    what he said

    Telaffuz

    /ˈlīk ᴛʜət/ /ˈlaɪk ðət/

    Videolar

    ... or something like that-- then it would be cool enough ...
    ... groups like the UN, the Red Cross, other groups like that. ...