like something

listen to the pronunciation of like something
İngilizce - Türkçe

like something teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

like that
o şekilde

Benimle o şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor? - What gives you the right to talk to me like that?

Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti. - It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that.

like this
işte böyle
something like
aşağı yukarı

Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı. - Sami kidnapped something like a hundred women.

like that
işte böyle
like that
bunun gibi

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim. - A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.

like that
öyle

Ben asla öyle bir şey söylemezdim. - I would never say anything like that.

Ben asla öyle bir şey duymadım. - I never heard anything like that.

like that
şöyle
like this
böyle

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.

Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır. - Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.

like this
bunun gibi

Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum. - I've always known something like this might happen.

Bunun gibi bir kamera almak istiyorum. - I would like to get a camera like this.

like this
bu şekilde

Biz onu bu şekilde bırakamayız. - We can't leave him like this.

Bu şekilde giyindiğim için üzgünüm. - I'm sorry that I'm dressed like this.

something like
gibi bir şey

Tom'un onayı olmadan onun gibi bir şey yapamam. - I can't do something like that without Tom's approval.

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

something like
yaklaşık
something like
gibi

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

Aradığım şey böyle bir şey gibi görünüyor. - What I'm looking for looks something like this.

something like
civarında
feel like doing something
bir şeyler yapıyor gibi hissediyorum
like that
böyle

Bütün öğretmenler böyle davranmaz. - Not all teachers behave like that.

Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin? - How dare you speak to me like that?

like this
hoş bu
like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

O, tam senin gibi, iyi bir golfçü. - He, just like you, is a good golfer.

Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim. - I never thought I would find a woman like you.

look like something the cat dragged in
(deyim) Berbat görünmek
something like that
Öyle birşey
something like this
böyle bir şey
would you like something to drink
bir şeyler içmek istersiniz
would you like to drink something?
bir şey içmek ister mısınız?
did you find something you like
beğendiğiniz bir şeyler bulabildiniz mi
like me
bencileyin
something like
yaklaşık olarak
something like
gibisi
would you like something to drink
İçecek bir şeyler ister misiniz
İngilizce - İngilizce

like something teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

like that
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

like that
Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

drop something like a hot potato
{f} get rid of something as quick as lightning; beware of something like from fire, be extremely careful
feel like doing something
want to do something, desire to perform some action
it is worth something like
it is worth approximately -, its value is approximately -
like that
in the same way as that; similar to that
like this
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like something

    Heceleme

    like some·thing

    Türkçe nasıl söylenir

    layk sʌmthîng

    Telaffuz

    /ˈlīk ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ˈlaɪk ˈsʌmθɪŋ/

    Videolar

    ... It seems like something you'd really enjoy. ...
    ... But I kind of like something more active. ...