Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.
- I was too exhausted to think, let alone study.
Koşmayı bırak, yürüyemiyorum bile.
- I can't even walk, let alone run.
Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.
- I don't like grilled fish, let alone raw fish.
Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.
- He can't even read, let alone write.
I wish he would let me alone so I could get some sleep.
I didn't even notice it, let alone mind it.