Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
- It is stupid of you to lend him your money.
Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.
- I don't lend my books to any of the students.
Ona ödünç para vermek zorundaydım.
- I had to lend to him money.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
- It is stupid of you to lend him your money.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
- It is stupid of you to lend him your money.
Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.
- I persuaded my mother to lend me her car.
Lütfen bu kalemi bana ödünç ver.
- Please lend me this pen.
Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Lend me your dictionary, please.
Don't get upset, I was just having a lend.
The long history of the past does not lend itself to a simple black and white interpretation.
... avant-garde, technorock and kind of lends itself toward ...