O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
- He enjoyed reading detective stories.
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Bu kitap okumaya değer.
- This is a book worth reading.
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Onlar kendi gazetelerini okuyor.
- They are reading their newspapers.
New York Times'ı okuyorum.
- I'm reading the New York Times.
Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.
- I plan to try reading some other books.
Onların arabalarında önce Irak sonra Fransa diye okunan çıkartmalar vardı.
- They had stickers on their cars reading: First Iraq then France.