It's going to be difficult to remove this stain.
- Bu lekeyi çıkarmak zor olacak.
This fabric stains easily.
- Bu kumaş kolayca lekelenir.
I have spots in my skin by stress.
- Stres nedeniyle cildimde lekelerim var.
The incident left a spot on his reputation.
- Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.
There is yet one minor blemish.
- Henüz küçük bir leke var.
Her skin was white as milk and she had not a single blemish anywhere.
- Onun teni süt gibi beyazdı ve hiçbir yerinde tek bir lekesi yoktu.
There were blood spatters on the wall.
- Duvarda kan lekeleri vardı.
Dan found blood spatter on the wall.
- Dan duvarda kan lekesi buldu.
Why do you like smearing China so much?
- Neden Çin'i bu kadar lekelemekten hoşlanıyorsun?
There were ink blots on the paper.
- Kağıtta mürekkep lekeleri vardı.
I got an ink blot on this form.
- Bu formda bir mürekkep lekesi yaptım.
Your behavior brought disgrace on our family.
- (Senin) Davranışların ailemizin üzerine kara leke getirdi.