O, yumuşak bir sesle konuştu. - She spoke with a soft voice.
O, yumuşak bir sesle konuştu.
She spoke with a soft voice.
Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı. - The shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.
The shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
O yumuşaklık hissi veriyor. - It is soft to the touch.
O yumuşaklık hissi veriyor.
It is soft to the touch.