Bu atlet güçlü ve çevik.
- This athlete is strong and agile.
Ben eskisi kadar çevik değilim.
- I'm not as agile as I used to be.
İşlek bir caddeden geçerken dikkatli ol.
- Be alert when you cross a busy street!
Kendimi dikkatli olmaya zorladım.
- I forced myself to stay alert.
He vividly depicted the confusion following the earthquake.
- Er schilderte lebhaft das Chaos nach dem Erdbeben.
I can vividly imagine that.
- Das kann ich mir lebhaft vorstellen.