Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- He began to work for that company last year.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Onu son olarak ne zaman gördün?
- When did you see her last?
Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Tom'u en son ne zaman gördün?
- When did you last see Tom?
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
- I had my driver's license renewed last month.
Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.
- When only death remains, the last resort is to beg for food.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
Sana borç para vereceğim, ama aklında bulunsun, bu son kez.
- I'll lend you money, but mind you, this is the last time.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
- I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
More rain is the last thing we need right now.