least(a) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- least
- {s} asgari
- least
- en az
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- It will take her at least two years to be qualified for that post.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
- at least
- en az
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- It will take her at least two years to be qualified for that post.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
- at least
- en azından
Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.
- Tom has been to this park with Mary at least a dozen times.
Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.
- At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies.
- least
- {i} en az derece
- least
- en küçük sayı
- least
- en önemsiz kimse
- least
- {s} en ufak
En ufak mutluluk bile bana çok görülüyor.
- I am grudged even the least bit of happiness.
- least
- en düşük
- least
- en önemsiz şey
- least
- adi
- least action
- (Bilgisayar,Fizik) en küçük eylem
- least common multiple
- (Matematik) en küçük ortakkat
- least developed countries
- (Politika, Siyaset) az gelişmiş ülkeler
- least mean squares
- (Bilgisayar) en küçük ortalama kareler
- least resistance
- minimum direnç
- least significant
- en önemsiz
- least significant bit
- (Bilgisayar) en önemsiz bit
- least significant digit
- (Bilgisayar) en önemsiz bit
- least square method
- en küçük kareler metodu
- least squares
- (Bilgisayar) en küçük kareler
- least squares method
- (Ticaret) en küçük kareler metodu
- least tern
- (Hayvan Bilim, Zooloji) küçük sumru
- least
- adl.en küçük sayı
- least
- be.en az
- least
- en küçük miktar
- least
- en küçük
Onun kitapla ilgili en küçük bir fikri yoktu.
- He didn't have the least idea of the book.
O en küçük ortak paydaya itiraz etmeye çalışıyor.
- He's trying to appeal to the least common denominator.
- least action
- en az eylem
- least common multiple
- en küçük ortak kat
- least effort
- minimum efor
- least effort
- en az çaba yasası
- least element
- en küçük öğe
- least energy principle
- en az enerji ilkesi
- least of all
- en küçüğü
- least polynomial
- en küçük çok terimli
- least significant bit
- en az ağırlıklı bit
- least square
- en küçük kare
- least squares curve
- en küçük kareler eğrisi
- least squares estimation
- en küçük kareler kestirimi
- least tern
- ak alınlı kuş
- least upper bound
- en küçük üst sınır
- least
- (zarf) en az derece
- least common denominator
- 1. mat. en küçük ortak payda. 2. ortalama seviye. 3. asgari müşterek
- least common denominator
- (matematik) en küçük ortak payda
- least common denominator
- asgari müşterek
- least common denominator
- ortalama seviye
- least expensive
- en az pahalı olan
- least significant digit
- en sağdaki basamak
- least
- {i} en az miktar
- least
- least common denomi nator en küçük ortak payda
- least
- en az derecede
- least
- least common multiple en küç
- least
- {i} en önemsiz kimse/şey
- least
- en cüzi
- least
- en önemsiz kimse veya şey
- least
- ortalama seviye
- least
- {s} en ufak, en küçük, en az, asgari. z. en az derecede
- least
- zerre kadar
Asker zerre kadar ölmekten korkmuyordu.
- The soldier was not in the least afraid to die.
Tom'un benimle ilgili ne düşündüğüyle zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not the least bit interested in what Tom thinks of me.
- least administrative cost
- (Ticaret) en düşük idari maliyet
- least common
- ortalama seviye
- least common
- asgari müşterek
- least common
- mat. en küçük ortak payda
- least common multiple
- mat. en küçük ortakkat
- least developed country
- (Ticaret) en az gelişmiş ülke
- least dimension
- küçük boyut
- least effort law
- (Dilbilim) en az çaba yasası
- least energy principle
- (Fizik) en küçük enerji prensibi
- least energy principle
- (Fizik) en küçük erke ilkesi
- least mean squares
- en kucuk ortalama kareler
- least of all
- hiç
- least of all
- zerre kadar
Matematiği zerre kadar seviyorum.
- I like math least of all.
- least polynomial
- (Matematik) en küçük çokterimli
- least sacrifice principle
- (Ticaret) asgari masraf ilkesi
- least said soonest mended
- (deyim) bin düşün bir söyle
- least significant character
- (Bilgisayar) en önemsiz damga
- least significant character
- (Bilgisayar) en sağdaki damga
- least significant character
- en onemsiz damga, en sagdaki damga
- least significant digit
- En Sağdaki Rakam
- least squares estimator
- en kucuk kareler kestiricisi
- at least
- asgari
- not least
- biraz
- at least
- (Konuşma Dili) asgari olarak
- at least
- (Bilgisayar) büyük veya eşittir
- at least
- en olmadı
- at least
- ferah ferah
- at least
- hç olmazsa
- at the least
- en aşağı
- last but not least
- son ama çok önemli
- ordinary least squares
- (Ticaret) en küçük kareler yöntemi
- at least
- en aşağı
- at least
- hiç olmazsa
Hiç olmazsa teşekkür ederim diyebilirsin.
- You could at least say thank you.
Tom'un hiç olmazsa yardım önermesini umuyordum.
- I expected Tom to at least offer to help.
- path of least resistance
- en az direnç yolu
- at least = anyway
- En az = zaten
- at least once
- en az bir kez
- at least one
- en az bir
- at least to
- en az
- at least, not less than
- en az değil, daha az olarak
- dont care in the least
- Hiç bir şekilde umursamıyorusun
- for at least
- en az
- have not the least idea
- değil en az bir fikrim yok
- last but not least
- (Konuşma Sanatı) Son fakat aynı derecede önemli
- last not least
- en azından son
- line of least resistance
- en kolay yol
- not give the least sign
- en küçük bir işaret vermemek
- not in the least
- hiç
Sen hiç mutlu değilsin.
- You are not in the least happy.
O, hediyemden hiç memnun olmadı.
- She was not in the least pleased with my present.
- not least
- Özellikle
- not the least
- Söylenen cümleyİ "hiç de az olmayacak şekilde" anlamı ile vurgulamaya yarayan ifade
- say the least
- az söylemek
- the last not least
- son en az değil
- the line of least resistance
- en kolay yol
- to say the least
- Kısaca, sözün kısası, en azından
- at least
- bari
Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
- The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
- at least every
- (Bilgisayar) en azından her
- at the very least
- en aşağı
- enough is as good as a least
- (Atasözü) azı karar çoğu zarar
- landing ship dock; least significant digit
- (Askeri) havuzlu çıkarma gemisi; en düşük anlamlı basamak
- line of least
- en kolay yol
- method of least squares
- en-küçük kareler yöntemi
- not in the least
- hiçbir şekilde
- not least
- kısmen
- take the line of least resistance
- (deyim) bir seyi yaparken en kolay veya en az tatsiz olan yolu secmek choose/follow/take the line of resistane
- the line of least
- en kolay yol
- to say the least
- en azından