Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
İngilizce öğrenerek iyi zaman geçirdik.
- We had good time, learning English.
Yaratıcılığım modern dilleri öğrenerek bir çıkış noktası buluyor.
- My creativity finds an outlet through learning modern languages.
Dil öğrenimi sayı sistemi gibidir; onun bir başlangıcı vardır ama sonu yoktur.
- Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
I am learning english.
Kendime bir elbise yapabileyim diye dikiş dikmeyi öğreniyorum.
- I'm learning to sew so that I can make myself a dress.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Bilgiye değer verip öğrenmek Yahudilerin tekelinde değildir.
- Learning and cherishing data are not just the domain of Jewish people.
Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
Ben bir bilim öğrenmekteyim.
- I have been learning a science.
Learning to ride a unicycle sounds exciting.