laying as a duty; enjoining

listen to the pronunciation of laying as a duty; enjoining
İngilizce - Türkçe

laying as a duty; enjoining teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

imposing
uygulanarak
imposing
sunturlu
imposing
dayatmacı
imposing
(Kanun) tatbik
imposing
görkemli
imposing
heybetli

Heybetli olmadığımı umuyorum. - I hope I'm not imposing.

Katedralimiz heybetli bir yapıdır. - Our cathedral is an imposing structure.

imposing
{f} empoze et
imposing
{s} etkileyici
imposing
{s} azametli

O çok azametli bir adam. - He's a very imposing man.

imposing
iş çıkar/zorla/koy
imposing
(Nükleer Bilimler) empoze etme
İngilizce - İngilizce
imposing
laying as a duty; enjoining