Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim.
- I had a hard time putting the kid to bed.
Tom çantasına eşyalarını koyuyor.
- Tom is putting stuff in his backpack.
Her şeyi bir tekneye koyarak riske atmayın.
- Don't risk putting everything in one boat.
O kili ateşe koyarak sertleştirdi.
- He hardened clay by putting it into a fire.
Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
- Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
Tom çantasına eşyalarını koyuyor.
- Tom is putting stuff in his backpack.
Bence çok fazla şeker koyuyorsun.
- I think you're putting in too much sugar.