Tom şu anda yatmak istemiyor.
- Tom doesn't want to go to bed right now.
Beni aradığında yatmak üzereydim.
- I was about to go to bed when he called me up.
Telefon çaldığında yatmaya gitmek üzereydim.
- I was about to go to bed when the phone rang.
Şimdi yatmaya gitmek zorundasın.
- You have to go to bed now.
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.
- I'm really tired; I think I'll go to bed.