Kitap hukuk hakkında.
- The book is about the law.
Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
- My brother went to the United States to study law.
Kanun herkes için aynıdır.
- The law is equal for all.
Kongreden geçtikten sonra, Cumhurbaşkanı kanunu veto etti.
- The President vetoed the law after Congress passed it.
Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
- Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Araba sürerken trafik kurallarına uymamız gerekiyor.
- You should obey the traffic laws when you drive.
Her şey doğanın kurallarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Şirketin yasal sahibidir.
- He is the lawful owner of the company.
Avukatlar davayı saatlerce savundu.
- The lawyers argued the case for hours.
Avukat davaya başvurmaya karar verdi.
- The lawyer decided to appeal the case.
Avukat, müvekkilinin masum olduğuna inanıyordu.
- The lawyer believed in his client's innocence.
Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.
- The lawyer recommended his client to take legal action.
Vasiyetim hakkında avukatımla istişarem var.
- I had a consultation with a lawyer about my will.
Avukatın vasiyetimi hazırlamasını istedim.
- I asked the lawyer to make out my will.
Newton and Einstein understood the law of gravitation in very different ways.
Here comes the law — run!.
By law, one is not allowed to own a wallaby in New York City.
You might climb the Law and behold the face of many counties. (Robert Louis Stevenson Across the Plains, 1892).
A new law forbids driving on that road.
Do unto others as you wish them to do unto you is a good law to follow.