laughing to

listen to the pronunciation of laughing to
İngilizce - Türkçe
için gülüyor
laughing
güldürücü
laughing
gülme

Gülmemek elimde değil. - I can't stop laughing.

Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım. - I could not help laughing when I saw him.

laughing
laughing jackass jackass laughing stock gülünecek kişi
laughing
neşe veren
laughing
güldüren

Mizah güldüren bir konu değildir. - Humor is no laughing matter.

laughing
gülüş
laughing
güle güle
laughing
gülerek
laughing
laughing gas güldürücü gaz
laughing
gülen

Gülen bir kız önümüzde duruyordu. - A laughing girl was standing before us.

laughing
{f} gül

Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım. - I could not help laughing when I saw him.

Gülmeye karşı koyamadım. - I could hardly resist laughing.

laughing
komik

Tom o kadar komik görünüyordu ki gülmekten kendimi alamadım. - Tom looked so funny that I couldn't help laughing.

Tom'un komik bir gülmesi var, değil mi? - Tom has a funny way of laughing, doesn't he?

laughing
gülüyor
laughing
no laughing matter şakaya
laughing
(isim) gülme
laughing
gü1üş
laughing
azot monoksit gazı laughing hyena benekli sırtlan
laughing to

    Heceleme

    laugh·ing to

    Türkçe nasıl söylenir

    läfîng tı

    Telaffuz

    /ˈlafəɴɢ tə/ /ˈlæfɪŋ tə/