Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler.
- In their discourse after dinner, they talked about politics.
Nagoya'dan sonraki durak nedir?
- What's the stop after Nagoya?
Köpek sahibinin arkasından gitti.
- The dog tagged along after his master.
Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu.
- A bunch of children ran after the rabbit.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor.
- Ann often plays tennis after school.
Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi.
- Tom didn't get home until after midnight.
O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor?
- What does he do on Saturday afternoons?
Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- We don't have class on Wednesday afternoons.
Öğle yemeğinden sonra bunun hakkında konuşabilir miyiz?
- Can we talk about this after lunch?
Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim.
- I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.
Onun görevi çocuklara bakmaktı.
- Her duty was to look after the children.
Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar.
- When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.