lasting longer; protracted

listen to the pronunciation of lasting longer; protracted
İngilizce - Türkçe

lasting longer; protracted teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

extended
{s} geniş

Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim. - From Sendai I extended my journey to Aomori.

Onlar fetihle bölgelerini genişletti. - They extended their territory by conquest.

extended
(İnşaat) uzatılmış
extended
dışarıda
extended
uzamış
extended
(Havacılık) açık
extended
(Havacılık) açılmış
extended
temdit edilmiş
extended
süresi uzatılmış
extended
{f} uzat

Kalışını beş gün uzattı. - She extended her stay by five days.

Toplantıyı on dakika daha uzattık. - We extended the meeting another 10 minutes.

extended
Kapsamlı, uzatılmış, uzamış, uzun, genişletilmiş, yayılmış, geniş, büyük
extended
genişletilmiş

DVD silinmiş ve genişletilmiş sahneler içeriyor. - The DVD contains deleted and extended scenes.

Asla genişletilmiş garantiler almayın. - Never buy extended warranties.

extended
{s} büyük
extended
{s} büyütülmüş
extended
{f} genişlet: adj.genişletilmiş
extended
{s} uzun

Kiralama süresi kararlaştırılan süreden daha uzun ise, bir orantılı kira hesaplanacaktır. - If the rental period is extended beyond the agreed period, it shall be calculated a prorated rent.

extended
{s} uzatılan
extended
{s} uzayan
extended
(sıfat) uzatılan, uzayan, uzun, büyütülmüş, genişletilmiş, yayılmış, geniş, büyük
extended
{f} uzat: adj.uzatılmış
İngilizce - İngilizce
extended