Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.
- It's practical to have a laptop.
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- A laptop is better than a desktop.
Tom kafama dizüstü bilgisayarımla vurdu. O da çatladı!
- Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!
Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.
- This laptop computer is very thin.
Benim diz üstü bilgisayarım çalındı.
- My laptop has been stolen.
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
- I shouldn't have put my laptop so close to the edge of the table.
... laptop out there possible. ...
... But if you take your laptop on your lunch break and access Facebook and discover that ...