lacking sugar or low in sugar; not sweet

listen to the pronunciation of lacking sugar or low in sugar; not sweet
İngilizce - Türkçe

lacking sugar or low in sugar; not sweet teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dry
{f} kurulamak

Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım. - I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.

Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı. - Tom used old towels to dry the dog.

dry
kurutmak

Kurutmak için giysilerini dışarıya as! - Hang your clothes out to dry!

Ah sevgilim, yağmur yağıyor, ve ben zaten çamaşırı kurutmak için dışarı astım; ne yapmalıyım? - Oh dear, it's raining, and I've already hung the laundry out to dry; what shall I do?

dry
{s} kuru

Bu giysiler nihayet kuru. - These clothes are finally dry.

Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir. - Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.

dry
sek (içki)
dry
kavurmak
dry
tatsız (söz, konuşma vb)
dry
mecazi
dry
yavan

Bu çok yavan bir açıklama. - That's a very dry explanation.

Onun mizah duygusu çok yavan. - His humor is very dry.

dry
{f} kurut

Saçımı kurutmam gerekiyor. - I have to dry my hair.

Bir saç kurutma makinesi getirdin mi? - Did you bring a hair dryer?

dry
{s} kurumuş

Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu. - There was a spring indeed, but it was dry.

dry
(sıfat) kuru, kurumuş, sek, susuz, susatıcı, kart, susamış, yavan, sıkıcı, içki karşıtı, kurak
dry
sade ve eğlendirici
dry
{s} susatıcı
dry
{s} içki karşıtı
dry
suyu çekilmiş
dry
{s} kör (kuyu)
dry
(Tıp) Kurutmak, kurumak
dry
{s} susamış
İngilizce - İngilizce
dry

I like to take a dry sherry before lunch on Sundays.