lacking money; bankrupt

listen to the pronunciation of lacking money; bankrupt
İngilizce - Türkçe

lacking money; bankrupt teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

broke
parasız

Tom bana beş parasız görünmüyor. - Tom doesn't look broke to me.

Seninle gitmek istiyorum ama beş parasızım. - I'd like to go with you, but I'm broke.

broke
{s} züğürt

Tom ayın sonuna kadar her zaman züğürt. - Tom is always broke by the end of the month.

O ayın sonunda her zaman züğürttür. - He's always broke at the end of the month.

broke
{s} meteliksiz

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom said Mary is broke.

Seninle gitmek istiyorum fakat meteliksizim. - I want to go with you, but I'm broke.

broke
{s} beş parasız (Argo)
broke
{f} kır

Bu pencere bir aydır kırıktır. - This window has been broken for a month.

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı. - Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.

broke
eli boş
broke
fasıla
broke
{s} cebi delik
broke
f., bak. break
broke
{s} iflas etmiş
broke
dili meteliksiz
broke
break kesil/kes/kırıl/kır
İngilizce - İngilizce
broke
lacking money; bankrupt