Başkan güçsüz görünüyordu. - The president appeared powerless.
Başkan güçsüz görünüyordu.
The president appeared powerless.
O, kendi hayatı hakkında güçsüz hissediyor. - He feels powerless about his own life.
O, kendi hayatı hakkında güçsüz hissediyor.
He feels powerless about his own life.
Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum. - I don't like feeling so powerless.
Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum.
I don't like feeling so powerless.