lacking, deficient; insolvent, unable to pay one's debts

listen to the pronunciation of lacking, deficient; insolvent, unable to pay one's debts
İngilizce - Türkçe

lacking, deficient; insolvent, unable to pay one's debts teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bankrupt
{i} iflas

Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır. - Under the circumstances, bankruptcy is inevitable.

Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti. - Corporate bankruptcies continued at a high level last month.

bankrupt
{i} iflas etmiş kimse
bankrupt
{s} iflas etmiş
bankrupt
borcunu ödeyememiş
bankrupt
{f} iflas et

Kumar borçları nedeniyle iflas etti. - He went bankrupt because of gambling debts.

Onun iflas ettiği doğrudur. - It is true that he went bankrupt.

bankrupt
müflis
bankrupt
batkın
bankrupt
batmış

Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu. - The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.

bankrupt
iflas etmiş kişi
bankrupt
iflas ettir

Yüksek vergi ve kötü satış şirketi iflas ettirdi. - High tax and poor sales bankrupted the company.

bankrupt
s., i. iflas etmiş, batkın, müflis. f. iflas ettirmek, batırmak
bankrupt
müflis iflas etmiş olan iflas ettirmek
bankrupt
{f} iflas ettirmek
bankrupt
{f} batırmak
bankrupt
{f} mahvetmek
bankrupt
(fiil) iflas ettirmek, batırmak, mahvetmek, çökertmek
bankrupt
{s} mahvolmuş
İngilizce - İngilizce
{s} bankrupt
lacking, deficient; insolvent, unable to pay one's debts