Sanayi ülkeleri birçok nitelikli işgücüne ihtiyaç duyarlar.
- Industrial countries require a lot of skilled labor.
Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
- I wish to work in the laboratory some day.
Tesisatçılara emekleri için iyi ödeme yapılır.
- Plumbers are well paid for their labor.
Tom bir emekçi olarak çalıştı.
- Tom worked as a laborer.
Birkaç saatlik doğum sancısından sonra, güzel sağlıklı bir bebek doğurdu.
- After several hours of labor, she delivered a lovely healthy baby.
Kırık test tüpleri, kırık deney şişeleri - Laboratuvarda dikkatsiz öğrencilerin çalışması.
- Broken test tubes, cracked beakers - the work of careless students in the laboratory.
İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
- The laborers are murmuring against their working conditions.
Bu iş yoğun iş gücü gerektirmektedir.
- This task is labor-intensive.
Sermaye, toprak ve iş gücü üretiminin üç ana faktörüdür.
- Capital, land and labor are the three key factors of production.
İşçiler bir insan barikatı kurdu.
- The laborers formed a human barricade.
İngiltere'de işçi bayramı mayıstadır.
- In England, Labor Day is in May.
İşçilik maliyetlerini azaltmamız gerekiyor.
- We need to reduce labor costs.
Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez.
- The stated price does not include labor charges.
İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
- The laborers are murmuring against their working conditions.
Onlar fabrikalarda çalıştılar.
- They labored in the factories.
O bir nehir botunda bir işçidir.
- He's a labourer on a riverboat.
Some of us are investment managers who earn billions from our daily labours.
I think we've all got the idea. There's no need to labour the point.
The labour camps of the old Soviet Union are well described by the writer Alexander Solzhenitsyn.
so I set myself to enlarge my cave, and work farther into the earth; for it was a loose sandy rock, which yielded easily to the labour I bestowed on it.