Lütfen gittiğinizde ışıkları kapatınız.
- Please turn out the lights when you leave.
Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
- A lightyear is the distance that light travels in one year.
Dışarısı hâlâ aydınlık.
- It is still light outside.
Dışarısı hâlâ aydınlık.
- It's still light outside.
Onu hafife almasan iyi olur.
- You'd better not make light of him.
Genellikle hafif bir kahvaltı yaparım.
- I usually have a light breakfast.
Onun yüzünü loş bir ışıkta gördüm.
- I saw his face in the dim light.
Güneş bizi ışık ve ısı verir.
- The sun gives us light and heat.
Gözümde nursun ...ve başımda tacın.
- You're the light of my eyes ... and crown of my head.
Caddeler parlak bir biçimde aydınlatılmış.
- The streets are brightly lit.
Sahne her iki taraftan aydınlatılmıştı.
- The stage was lit from both sides.
O resmi daha iyi görmek için, biraz yaklaşmak istiyorum.
- In order to see that picture better, I want to get a little closer.
Ben biraz daha erken çıksaydım, son treni yakalardım.
- If I had left a little earlier, I would have caught the last train.
Tom sağ elinde yanan bir mum tutuyor.
- Tom is holding a lit candle in his right hand.
Tom boş odaya girdi ve hemen küllükte yanan bir sigara fark etti.
- Tom entered the empty room and immediately noticed a lit cigarette in the ashtray.
Tom birkaç büyük bardak şarap içti ve biraz sarhoş oldu.
- Tom has had several large glasses of wine and has gotten a little drunk.
Tom 2.30'dan beri içki içiyor ve daha şimdiden biraz sarhoş.
- Tom has been drinking since 2:30 and is already a little drunk.
O evlenmek için biraz genç görünüyor.
- She looks a little young to get married.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
Eğer iyi hissetmiyorsan, belki de yatakta biraz daha dinlenmelisin.
- If you aren't feeling well, maybe you should rest in bed a little longer.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Bu dizüstü bilgisayar ince ve hafif.
- This laptop is thin and light.
Bir mum yakmak karanlığı lanetlemekten daha iyidir.
- It is better to light a candle than to curse the darkness.
Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
- While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
Çiti Tom'a açık yeşile boyattık.
- We had Tom paint the fence light green.
Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- The light of the lamp glimmered in the fog.
Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.
- The red lamp lights up in case of danger.
Sigaran ve ateşin var mı?
- Have you got a cigarette and a light?
Doğru kelime ve doğruya yakın kelime arasındaki fark şimşek ve ateş böceği arasındaki farktır.
- The difference between the right word and almost the right word is the difference between lightning and the lightning bug.
Yükü hafifletmek zorundayız.
- We have to lighten the load.
Tom Mary'nin kapısını hafifçe çaldı.
- Tom knocked lightly on Mary's door.
Tom hafifçe tavsiye vermez.
- Tom doesn't give advice lightly.
Bu ayakkabılar ışıklı.
- These shoes have lights in them.
Işık dalgaları uzayda ve farklı türde malzemelerde yolculuk ederler.
- Light waves travel through space and various kinds of materials.
Doğru kelime ve doğruya yakın kelime arasındaki fark şimşek ve ateş böceği arasındaki farktır.
- The difference between the right word and almost the right word is the difference between lightning and the lightning bug.
Genellikle az eşya ile seyahat etmeye çalışırım.
- I usually try to travel light.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
Şimdi şehrin ışıkları parlak ve çok yakın ve sokak lambaları bütün gece parladı.
- Now the lights of the city were bright and very close, and the streetlights shone all night.
Parlak ışık Markku'yu rahatsız etti.
- The bright light disturbed Markku.
Karanlık pencereden gelen bir ışık pırıltısı vardı.
- There was a glimmer of light from the dark window.
Adam bir çakmakla bir sigara yaktı.
- The man lit a cigarette with a lighter.
Bu resmi çakmakla yak.
- Burn this picture with a lighter.
Bir güneş tutulması ay güneş ışığını engellediği zaman olur.
- A solar eclipse is when the Moon blocks the light from the Sun.
Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
- It can harm your eyes to read in the sun's light.
Tom yemek odası lambasını açtı.
- Tom flipped on the dining room light.
Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- The light of the lamp glimmered in the fog.
Sami bir daha gün ışığını görmeyi hak etmiyor.
- Sami doesn't deserve to see the light of day again.
Gün ışığı ortalığı aydınlatır, acılar da ruhu.
- Sun lights the landscape, pain illuminates the soul.
Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
- A lightyear is the distance that light travels in one year.
Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- The light of the lamp glimmered in the fog.
A well-lit stairwell.
Tom, deniz feneri bekçisi ve yalnız bir hayat sürüyor.
- Tom is a lighthouse keeper and leads a lonely life.
Hâlâ deniz fenerine gitmek istiyor musun?
- Do you still want to go to the lighthouse?
&Lit;: This word play means and take it literally. In these clues, the word play and literal definition are one and the same. &Lit; clues are marked with an exclamation point at the end.
Long after lay he musing at her mood, / Much grieu'd to thinke that gentle Dame so light, / For whose defence he was to shed his blood.
I made some light comment, and we moved on.
This artist clearly had a light, flowing touch.
I prefer to travel light.
She lit her last match.
Can you throw any light on this problem?.
Picasso was one of the leading lights of the cubist movement.
Now these notions are twofold, actions or habits , which are durable lights and notions, which we may use when we will.
The average length of a light on a 15x15 grid is 7 or 8.
She fell out of the window but luckily lit on her feet.
This light beer still gets you drunk if you have enough of it.
We took a light aircraft down to the city.
I lit upon a rare book in a second-hand bookseller's.
My bag was much lighter once I had dropped off the books.