Mariko's parents are strongly opposed to her marrying an American.
- Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.
I strongly suggest that you get yourself another lawyer.
- Kendinize başka bir avukat bulmanızı kuvvetle öneriyorum.
I strongly suggest that you study harder.
- Daha sıkı çalışmanı kuvvetle öneririm.
Elite soldiers are trained even harder than most special forces.
- Elit askerler en özel kuvvetlerden daha fazla eğitilir.
I strongly suggest that you get yourself another lawyer.
- Kendinize başka bir avukat bulmanızı kuvvetle öneriyorum.
They are strongly opposing my proposal.
- Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.
Rebel forces prepared to fight.
- İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
Act too forcefully and you'll start a war.
- Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws.
- Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
Which branch of the armed forces were you in?
- Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?
Tom has joined the army.
- Tom silahlı kuvvetlere katıldı.
Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question
- Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim.
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.
The commander called reinforcements up.
- Komutan, takviye kuvvetlerini çağırdı.
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.