The British people strongly opposed slavery.
- Britanya halkı köleliğe kuvvetle karşı çıktı.
They are strongly opposing my proposal.
- Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.
Elite soldiers are trained even harder than most special forces.
- Elit askerler en özel kuvvetlerden daha fazla eğitilir.
I strongly suggest that you study harder.
- Daha sıkı çalışmanı kuvvetle öneririm.
I strongly believe in respawn after death.
- Öldükten sonra tekrar canlanmaya kuvvetle inanıyorum.
They are strongly opposing my proposal.
- Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.
Rebel forces prepared to fight.
- İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
- Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws.
- Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.
The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
- Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
- Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
The armed forces succeeded in occupying the entire territory.
- Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.
Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question
- Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim.
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.
The commander called reinforcements up.
- Komutan, takviye kuvvetlerini çağırdı.
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.