Belki kısa bir mola vermeliyiz.
- Vielleicht sollten wir eine kurze Pause einlegen.
Mozart'ın ömrü çok kısaydı.
- Mozarts Leben war sehr kurz.
Ben yazıyı okudum ve şimdi bir özet yazıyorum.
- I have read the article and now I am writing a summary.
Lütfen özetinizi salıya kadar gönderin.
- Please send in your summary by Tuesday.
To put it briefly, I do not agree.
- Um es kurz zu machen: ich bin nicht einverstanden.
State your case briefly.
- Schildern Sie kurz Ihren Fall.