What's your favorite dried fruit?
- Favori kurutulmuş meyven nedir?
He dried his wet clothes by the fire.
- Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.
Tom applied a drying agent to his weeping wound.
- Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.
You were drying clothes.
- Sen elbiseleri kurutuyordun.
I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
- Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
I have to dry my hair.
- Saçımı kurutmam gerekiyor.