kurtarıcı

listen to the pronunciation of kurtarıcı
Türkçe - İngilizce
{i} rescuer

The rescuers searched the surroundings in hopes of finding the child. - Kurtarıcılar çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradı.

He died before the rescuers arrived. - Kurtarıcılar gelmeden önce o öldü.

{i} Savior

Jesus Christ is my Savior. - İsa Mesih benim kurtarıcımdır.

He saw himself as the savior of the world. - O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak gördü.

liberator
tow truck
life saver
saviour, savior; breakdown lorry
saviour [Brit.]
salvor
wrecker, tow truck
savior, deliverer
saver
Messiah
a card up one's sleeve
saving
redeemer
{i} saviour

Jesus Christ is my saviour. - İsa Mesih kurtarıcımdır.

(Askeri) wrecker truck
breakdown lorry
redemptive
salvation
wrecker
salvationist
{i} deliverer
kurtarıcı kişi
deliverer
kurtarıcı yollar mısınız
Can you send a tow truck
kurtar
rid

I'm trying to rid myself of this bad habit. - Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.

I must rid my kitchen of cockroaches. - Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.

kurtar
redeem

He has no redeeming traits. - Onun kurtarıcı özelliği yok.

kurtar
{f} rescued

Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers. - Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.

He rescued a boy from drowning. - Bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.

kurtar
relieve of
kurtar
{f} rescue

Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers. - Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.

Search and rescue operations began immediately. - Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.

kurtar
extricate

The man extricated Ellie from a dangerous situation. - Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

kurtar
{f} salvage

Sami salvaged his career. - Sami kariyerini kurtardı.

This table is made out of salvaged wood. - Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.

kurtar
{f} extricated

The man extricated Ellie from a dangerous situation. - Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

halaskâr, kurtarıcı
Redeemer, Savior
kurtar
rid of
kurtar
recover

Recall the filename before you try to perform file recovery. - Dosya kurtarmaya çalışmadan önce dosya adını hatırlayın.

He recovered his stolen wallet. - O, çalınan cüzdanını kurtardı.

hayat kurtarıcı şey
life saver
kurtar
relieveof
kurtar
disembarrass
kurtar
disencumber
kurtar
ridof
Türkçe - Türkçe
Kurtaran, halâskâr
Kurtaran, halaskâr: "Üvey anası ona bir kurtarıcı gibi geldi."- T. Buğra
Kurtarma aracı
Kendi hayatını tehlikeye atarak bir kimseyi, bir topluluğu güç bir durumdan veya yok olmaktan kurtaran kimse
halaskâr