kurbağalar

listen to the pronunciation of kurbağalar
Türkçe - İngilizce
frogs

They say there are bright-colored frogs, but I've never seen them. - Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.

Frogs are afraid of snakes. - Kurbağalar yılanlardan korkarlar.

third-person singular of frog
plural of frog
Water loving amphibians quite at home in Canoe Country Represented in the BWCA by three species of Treefrogs (family Hylidæ), the Grey Tree Frog (Hyla chrysoscelis/versicolor), Boreal Chorus Frog, (Pseudacris triseriata), and Northern Spring Peeper (Pseudacris crucifer); and four species of True Frogs (Ranidæ), the Mink (Rana septentrionalis), Green (Rana clamitans), Northern Leopard (Rana pipiens), and Wood Frog (Rana sylvatica) Omakaki in the Ojibwe, with various kinds of frog known as jashagawashkogissi (a green frog), passekanak, and pikonekwe (a small frog)
a decorative loop of braid or cord
Frenchmen, properly Parisians So called from their ancient heraldic device, which was three frogs or three toads "Qu'en disent les grenouilles? " - What will the frogs (people of Paris) say? - was in 1791 a common court phrase at Versailles There was a point in the pleasantry when Paris was a quagmire, called Lutetia (mud-land) because, like frogs or toads, they lived in mud, but now it is quite an anomaly (See Crapaud ) Frogs The Lycian shepherds were changed into frogs for mocking Latona (Ovid: Metamorphoses, vi 4 ) "As when those hinds that were transformed to frogs Railed at Latona's twin-born progeny " Milton: Sonnet, vii It may be all fun to you, but it is death to the frogs The allusion is to the fable of a boy stoning frogs for his amusement
kurbağa
{i} frog

They say there are bright-colored frogs, but I've never seen them. - Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.

We dissected a frog to examine its internal organs. - Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.

kurbağa
paddock
kurbağa
frog rammer
kurbağa
(Hayvan Bilim, Zooloji) toad

The toad started to croak. - Kara kurbağası ötmeye başladı.

I can't distinguish a frog from a toad. - Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemiyorum.

kurbağa
croaker
kurbağa
bullfrog
kurbağa
batrachian
kurbağa
(Tabiat Doğa) (kurbağagiller, Fam: kurbağalar) frog
kurbağa
batrschian
Türkçe - Türkçe
Omurgalı hayvanlardan, amfibyumlar sınıfına giren bir takım
kuyruksuzlar
Kurbağa
bağa
Kurbağa
(Osmanlı Dönemi) MAK'ADE
Kurbağa
(Osmanlı Dönemi) DAFADİ
Kurbağa
(Osmanlı Dönemi) KURRE
Kurbağa
(Osmanlı Dönemi) BÜRKE
Kurbağa
guk
kurbağa
Kurbağalardan, yumurta ile üreyen, yavruları gelişimlerini durgun sularda tamamladıktan sonra kuyruğu ve solungacı körelerek karada yaşayabilen, sıçrayarak yürüyen ve suda iyi yüzen küçük hayvan
kurbağalar