Music gratifies the ears.
- Müzik kulakları tatmin eder.
She closed her ears to what he was saying.
- O, onun söylediğine kulaklarını kapattı.
I wonder why we have ear lobes.
- Neden kulak memelerimiz olduğunu merak ediyorum.
I wonder what ear lobes are for.
- Kulak memelerinin ne işe yaradığını merak ediyorum.
The Otolaryngologist suffered from hipopotomonstrosesquipedaliofobia.
- Kulak burun boğaz uzmanı hipopotomonstrosesquipedaliofobia'dan muzdaripti.
Please look after my luggage.
- Lütfen bagajıma göz kulak ol.
I'm feeling OK except for the earache.
- Kulak ağrısı dışında kendimi iyi hissediyorum.
What do you use to pick wax out of your ears?
- Kulaklarınızdaki kulak kirini çıkarmak için ne kullanırsınız?
One eyewitness is better than ten earwitnesses.
- Bir görgü tanığı, on tane kulak misafirinden daha iyidir.
Tom couldn't help overhearing what Mary said.
- Tom Mary'nin dediğine kulak misafiri olmaktan kendini alamadı.
Tom couldn't help overhearing Mary and John's conversation.
- Tom, Mary ve John'un konuşmasına kulak misafiri olmaktan kendini alamadı.
He doesn't heed any advice.
- O herhangi bir tavsiyeye kulak vermez.