He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
The little boy embraced his dog.
- Küçük çocuk köpeğini kucakladı.
I won't ever try hugging Tom again.
- Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
When did you try hugging Tom?
- Tom'u ne zaman kucaklamayı denedin?
He gave me a big hug.
- Beni sıkıca kucakladı.
I don't think I've ever hugged Tom.
- Şu ana kadar Tom'la kucaklaştığımı sanmıyorum.
I want to hug you and invite you to coffee this evening, how can I do that?
- Bu akşam seni kucaklamak ve kahveye davet etmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim?