Kill two birds with one stone.
- Tek bir taşla iki kuş öldür.
This bird lives neither in Japan nor in China.
- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
Tom suffocated Mary with a feather pillow.
- Tom bir kuş tüyü yastıkla Mary'yi boğdu.
You have a feather on your hair.
- Saçında bir kuş tüyü var.
As the crow flies, it's about 20 miles from here.
- Kuş uçuşu olarak, o buradan yaklaşık 20 mil uzakta.
One does not need to be an ornithologist to be able to distinguish blackbirds from crows or even jackdaws.
- Birinin karatavuğu kargalardan ya da hatta küçük kargalardan ayırt etmesi için bir kuş bilimci olması gerekmiyor.
He thought that it was like a bird cage.
- Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
He thought that it was like a bird cage.
- Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
The bird flew into the cage.
- Kuş kafesin içine uçtu.
There was a fledgling bird there.
- Orada bir yavru kuş vardı.
The robin is one of the most well-known songbirds living in the United Kingdom.
- Nar bülbülü Birleşik Krallık'ta yaşayan en tanınmış ötücü kuşlardan biridir.