That store no longer sells cosmetics.
- O mağaza artık kozmetik satmıyor.
Layla bought cosmetics at every shopping mall she visited.
- Leyla ziyaret ettiği her alışveriş merkezinden kozmetik ürünleri satın aldı.
We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
- Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.
Tom had cosmetic surgery.
- Tom kozmetik cerrahi geçirdi.