She walked barefoot over the hot embers.
- O, sıcak korlar üzerinde çıplak ayakla yürüdü.
I have horrible heartburn.
- Bende korkunç mide yanması var.
I've got a bad heart: coronary artery disease.
- Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı.
I didn't want to alarm you.
- Seni korkutmak istemedim.
Alarming news came from the suburbs.
- Varoşlardan korkutucu haber geldi.
This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
- Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.