It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
They fear that he may be dead.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
That boy could not enter for fear of the dog.
- O, köpeğin korkusundan giremedi.
A burnt child dreads fire.
- Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
Tom dreads going to work tomorrow.
- Tom yarın işe gitmeye korkuyor.