It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Don't be afraid to ask questions.
- Soru sormaktan korkma.
They fear that he may be dead.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
He may dread to learn the results.
- O, sonuçları öğrenmeye korkabilir.
Tom dreads going to work tomorrow.
- Tom yarın işe gitmeye korkuyor.