koparma

listen to the pronunciation of koparma
Türkçe - İngilizce
breaking off
picking (flowers, fruit)
plucking
twitch
(Spor) snatch
severance
koparmak
break off
koparmak
pluck
koparmak
{f} pull off
koparma gücü
break out force
koparma yükü
breaking load
kopar
break off
koparmak
{f} rend
koparmak
{f} snatch
koparmak
wangle
koparmak
take
koparmak
break something off
koparmak
extract
koparmak
teardown
koparmak
let out
koparmak
exact
koparmak
wheedle out
koparmak
coax
koparmak
cull out
koparmak
pull apart
koparmak
ruptured
koparmak
utter
koparmak
give
koparmak
wring

I'd like to wring her neck. - Onun boynunu koparmak istiyorum.

koparmak
{f} pick
kopar
{f} plucked

Eve plucked fruit from the tree of knowledge. - Havva, bilgi ağacından meyve kopardı.

kopar
{f} ruptured
kopar
{f} pluck

Eve plucked fruit from the tree of knowledge. - Havva, bilgi ağacından meyve kopardı.

Where did you pluck them? - Onları nereden kopardın?

kopar
pick off
kopar
cull out
koparmak
pluck off
koparmak
sever
koparmak
break

The government did all it could to break family ties. - Hükümet, aile bağlarını koparmak için elinden gelen her şeyi yaptı.

koparmak
gather
koparmak
tear
koparmak
break sth off
koparmak
unstick
koparmak
rupture
koparmak
cut off from
tuttuğunu koparma
he kept pulling out
hileyle koparma
wangle
kopar
pickoff
kopar
dissever
koparmak
snatch from
koparmak
sunder
koparmak
to break off, tear off; to break or snap (something) in two
koparmak
(Konuşma Dili) to obtain with difficulty; to get (something) out of (someone); to wangle
koparmak
tear away
koparmak
rive
koparmak
dissever
koparmak
take apart
koparmak
cut off
koparmak
pick off
koparmak
deflower
koparmak
to break sth off; to snap; to tear off/away; to pick, to pluck; to wheedle (sth) out, to coax; to utter, to give, let out
koparmak
deflorate
koparmak
snap off
koparmak
extort
koparmak
snap
koparmak
pry
koparmak
rip
koparmak
to pluck, pick, snap off
koparmak
rip off
koparmak
snatch away from
koparmak
tear off
koparmak
cozen
koparmak
(para) work
koparmak
to set up, let out (a loud noise)
koparmak
tear out
koparmak
pull
para koparma
racketeering
Türkçe - Türkçe
Çömelik bir durumda, ayakları oynatmadan, halteri göğüs hizasına kaldırdıktan sonra ayakları açarak kalkma
Koparmak işi
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) REZN
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) CEF'
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) FE'V
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) KA'F
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) ZA'C
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) HALA'
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) KAŞT
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) İCFA'
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) TAHRİŞ
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) TAHRİZ
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) İCZAB
Koparmak
(Osmanlı Dönemi) NETH
koparmak
Birden ve güçlü bir biçimde başlamak veya başlatmak: "Zehra birdenbire iki avucunu da yüzüne kapadı, kısa ve keskin bir çığlık kopardı."- P. Safa
koparmak
Birlikte koşan yarışçıyı üstün bir çaba ile hızlanıp geçmek
koparmak
Birden ve güçlü bir biçimde başlamak veya başlatmak
koparmak
Daldan, ağaçtan alıp toplamak: "Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır."- H. E. Adıvar
koparmak
Güçlükle elde etmek: "Bir kızla buluşmuşken bir başkasından söz ya da telefon numarası kopardığı oluyordu."- N. Cumalı
koparmak
Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak
koparmak
Güçlükle elde etmek
koparmak
Zor kullanarak almak
koparmak
Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak: "O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!"- O. C. Kaygılı
koparmak
Daldan, ağaçtan alıp toplamak
koparma